Episodes
Tuesday Feb 21, 2023
Tuesday Feb 21, 2023
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Nazlan Ertan
Özgür Sohbetler’in 34. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, meslektaşı Nazlan Ertan ile Twitter’da eleştirel bir paylaşımı “retweet” ettiği için beş yıla kadar hapis cezasıyla yargılandığı süreci konuştu.
17 Haziran 2021’de HDP İzmir İl Binasında bir saldırgan tarafından öldürülen Deniz Poyraz’ın babasına açılan davayı eleştiren bir paylaşımı “retweet” ettiği için kendisine açılan davanın “absürtlüğüne” dikkat çeken Ertan, dava savcısını hedef gösterdiği iddiasıyla karşılaşırken bahsi geçen savcının adını ilk defa iddianamede gördüğünü belirtti ve bu tweetin nasıl böyle bir suçlamaya konu olabildiğini anlamakta çok zorlandığını ifade etti.
Davası beraatla sonuçlan Ertan, son olarak bu ve bunun gibi süreçlerde mesleki dayanışmanın öneminden bahsetti: “Gazetecilik mesleği iyi insanların dayanışmasıyla ayakta duruyor.”
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- Yaptığı retweet nedeniyle gazeteci Nazlan Ertan hakkında açılan “hakaret” ve “hedef gösterme” davası
- Türkiye’de basın özgürlüğüne yasal taciz ve kopyala-yapıştır iddianameler
- Gazetecilere uygulanan baskı karşısında mesleki dayanışmanın önemi
- Türkiye'de kadın gazetecilerin karşılaştıkları zorluklar
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Friday Dec 30, 2022
Friday Dec 30, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Nedim Türfent
Özgür Sohbetler'in 33. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, meslektaşı Nedim Türfent ile Türkiye’nin içinde bulunduğu baskı döneminde iktidarın özellikle Kürt gazetecilerine karşı hak ihlallerini konuştu.
2016’da KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) gazeteciliğe başlayan Nedim Türfent, 2015'te Van'da özel harekât polislerinin Kürt ve Türk işçilerden oluşan bir gruba kötü muamelesini haberleştirdiği nedeniyle 8 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Kasım 2022'de tahliye olan Türfent, özgürlüğüne kavuşmasının ardından IPI Özgür Sohbetler'de yaptığı haberin detaylarını ve yargılama sürecindeki hukuksuzlukları anlattı.
Türkiye’de basın mensuplarının ve özellikle Kürt gazetecilerin maruz kaldığı sistematik baskılara karşı dayanışmanın gücünden bahseden Türfent, “Etnik kimliği veya çalıştığı kurum ne olursa olsun bir gazeteci baskıya uğradığı zaman onunla yan yana durabilmeyi öğrenmeliyiz,” dedi.
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- Nedim Türfent’in yaptığı haber ve hakkında yargılama sürecinin detayları
- 90’lı yıllardan beri Kürt gazetecilere yönelik süren baskılar
- “Terör örgütü üyeliği” suçlamasının gazeteciliği bastırmak için kullanılması
- Hak odaklı haberciliğin taşıdığı kritik önem
- Basın özgürlüğü ihlallerine karşı yürütülen mücadelede kapsamlı dayanışmanın rolü
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Thursday Dec 22, 2022
(Timur Soykan) Hiranur Vakfı çocuk istismarı dosyası ve haberi karartma çabaları
Thursday Dec 22, 2022
Thursday Dec 22, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Timur Soykan
Özgür Sohbetler’in 32. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, BirGün gazetesi yazarı ve araştırmacı gazeteci Timur Soykan’la 3 Aralık’ta BirGün’de yayımlanan ve toplumda büyük yankı uyandıran “Karanlık dünya bir çocuğu yuttu” başlıklı haberinin öyküsünü ve bu haberin Türkiye’de basın özgürlüğü mücadelesindeki yerini konuştu.
Gazeteci Murat Ağırel ile ortak hazırladığı haber dosyasının ardından hem iktidar yanlısı medya hem de sosyal medya üzerindeki trol gruplarının tutuklama kampanyaları tarafından hedef alınan Soykan, “Biz gazeteciler olarak örneğin, bazen çok önemli bir haber buluyoruz, ama medyanın %95’ini kontrol ediyor iktidar ve o gündemi karartabiliyorlar. Yani, medyada gündem oluşturmaktan ziyade bir karatma misyonu uyguluyorlar,” dedi.
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- Türkiye’de dini tarikatlarda yaşanan çocuk istismarları ve bağlamı
- Araştırmacı gazeteciliğin kamuoyu oluşturma üzerindeki etkisi
- Trol kampanyaları ile gazetecilerin hedef alınması
- İktidar medyasında yaygın olan itibarsızlaştırma kampanyaları ve “operasyonel gazetecilik”
- Türkiye’de farklı nesil gazetecilerin verdiği basın özgürlüğü mücadelesi
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Friday Nov 25, 2022
(with Nacho Sánchez Amor) Turkey’s ‘disinformation’ law and access process
Friday Nov 25, 2022
Friday Nov 25, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Guest: MEP Nacho Sánchez Amor
In this thirty-first episode, host Cansu Çamlıbel invites Nacho Sánchez Amor, the European Parliament's rapporteur on Turkey, to discuss Turkey’s newly adopted “disinformation” law and its potential ramifications as well as the systemic impediments to Turkey’s becoming a mature democracy and the European Union’s role in assessing the progress of Turkey in the European Union accession process.
Çamlıbel highlighted the law’s lack of definition of “deceptive information” as a key problem. As the task of defining “disinformation” in each case falls upon an individual judge, given the lack of judicial independence in Turkey, the government’s arbitrary power to criminalize critical speech is likely to increase. In response, Amor stated that “the problem is the whole complete environment that has been designed to prosecute criticism”, with the “disinformation” law being “another turn of the screw of the authoritarian trend in Turkey”.
Topics covered in this podcast include:
- The systematic efforts of the Turkish government to silence criticism in the country
- The “disinformation” law adopted by the Turkish parliament on October 13, 2022
- The Turkish government’s interference in the private communication of citizens
- The lack of independence of Turkey’s judiciary and its impediment of the country’s progress towards EU accession
- The EU’s role in assessing Turkey’s progress towards EU membership
This content was produced with the financial support of the European Union. Its contents are the sole responsibility of IPI and do not necessarily reflect the views of the European Union.
Monday Oct 24, 2022
Monday Oct 24, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Gürkan Özturan
Özgür Sohbetler’in 30. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) Koordinatörü Gürkan Özturan ile Türkiye’de yürürlüğe giren ve “sansür yasası” olarak da adlandırılan “dezenformasyon yasası” ve basın özgürlüğüne olası etkilerini konuştu.
Leipzig merkezli ECPMF’in ekipman ve hukuki destek dahil olmak üzere hedef altında olan gazetecilere çeşitli destekler sağlayan MFRR projesi kapsamını açıklayan Özturan, 12-14 Ekim tarihlerinde Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) öncülüğünde toplam dokuz uluslararası basın ve ifade özgürlüğü grubundan oluşan bir temsilci heyet ile Türkiye’ye basın özgürlüğü misyonunu ve görüşülen yetkililerle konuşulanları anlattı.
Avrupa’da var olan çeşitli yasalara referans verilerek gerekçelendirilmeye çalışılan dezenformasyon yasasının söylenenle örtüşmediğinin ve temel farkların olduğunu söyleyen Özturan: “Örneğin, Avrupa’daki Dijital Hizmetler Kanunu (Digital Services Act) yapılan bir referans var fakat bu yasayla alakası yok. Oradaki bahsi geçen madde, bir basın kuruluşunun yapmış olduğu haber eğer sosyal medya mecrası tarafından engellenirse, buna ne kadar hızlı bir biçimde Avrupa Mahkemelerinin müdahale edip basın özgürlüğünü temin edebileceğine yönelik bir madde” dedi ve ekledi: “Türkiye’deki maddelere bakıldığında ise sıradan yurttaş veya gazetecilerin yapmış oldukları yayın iktidarın hoşuna gitmezse bunun doğrulanmamış bir bilgi, yani “yalan” olarak itham edilebileceği ve bunun da suç teşkil edebileceği üzerine.”
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- IPI öncülüğünde düzenlenen uluslararası basın özgürlüğü misyonu ve programı
- Misyonda görüşülen yetkililerle konuşulanlar
- “Sansür yasası” olarak adlandırılan dezenformasyon yasasına yönelik çekinceler
- Avrupa’da referans gösterilen yasalarla farklar
- Dezenformasyon yasasının etkileri: Sansür ve Otosansür
- Torba yasada gözden kaçan diğer sakıncalı maddeler
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Tuesday Sep 13, 2022
(Bülent Mumay) RTÜK’ün medyaya yeni baskı girişimi: DW Türkçe’nin yayın yasağı
Tuesday Sep 13, 2022
Tuesday Sep 13, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Bülent Mumay
Özgür Sohbetler’in 29. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, Deutsche Welle (DW) Türkçe İstanbul Koordinatörü ve gazeteci Bülent Mumay ile DW’ye yakın zamanda Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından uygulanan yayın yasağının bağlamını, “dezenformasyon” ile mücadele üzerine meclise sunulan yasa tasarısının etkilerini ve baskıcı bir ortamda uluslararası yayın kuruluşlarının rolünü konuştu.
“Özellikle Gezi’den sonra, Türkiye’de Türkçe gazetecilik yapan yabancı kuruluşlara ilgi arttı. Bunun çok net bir sebebi var. Siz içeride haberleri yapılamaz hale getirirseniz, insanların bu içeriklerle buluşacağı yerler elbette ortaya çıkar ve izleyici kitle o içerikle mutlaka buluşur. BBC ve DW gibi alternatifleri yaratan iktidarın kendisi. İnsanların gerçeklikle buluşmasına izin vermezseniz doğal olarak insanlar alternatif mecralara yöneleceklerdir. Onlar bu mecralara yöneldikçe de iktidar bu yayın kuruluşlarına karşı lisans zorunluluğu ve yayın yasağı gibi baskıcı politikalar uyguluyor,” diyen Mumay, RTÜK’ün özerk bir düzenleyici kurum olması gerekirken siyasi kararlarla yönlendirilen bir sansür mekanizması olarak işlediğini söyledi.
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- RTÜK yetkilerinin keyfi kullanımı ve DW Türkçe’ye uygulanan yayın yasağı
- Baskılanan yerel medyaya alternatif uluslararası yayın kuruluşları
- Basın özgürlüğünün siyasi baskı altına alınmasında RTÜK’ün işlevi
- “Dezenformasyonla mücadele” yasa tasarısının medya ve toplum üzerindeki olası etkileri
- İnternet kullanıcılarını hedef alan “BTK-gate” veri toplama skandalının olası etkileri
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Wednesday Aug 10, 2022
Wednesday Aug 10, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Guest: Elizaveta Osetinskaya
In the 28th episode of the IPI Freedom Dialogues podcast, journalist Cansu Çamlıbel and her guest Elizaveta Osetinskaya, Russian media entrepreneur and founder of news outlet The Bell who is currently working from Turkey, discussed the Russian government’s crackdown on media freedom, the challenges and responsibilities of exiled Russian journalists, and lessons for journalists working under increasingly autocratic conditions.
Osetinskaya emphasized that exiled journalists and intellectuals tend to live in a bubble that precludes communication with their audience. “Rather than focusing on our own understanding of the situation, we need to think about the needs and circumstances of our audience [at home] and to find the proper language to address this audience”, Osetinskaya said.
Topics covered in the podcast include:
- The Russian government’s crackdown on freedom of expression and of the press
- The “foreign agent” law and (un)sustainability of journalism in Russia
- Journalistic work and dissent after Russia’s invasion of Ukraine
- Challenges and responsibilities of exiled journalists
- Lessons to be learned for journalists in regions with autocratic governments
This content was produced with the financial support of the European Union. Its contents are the sole responsibility of IPI and do not necessarily reflect the views of the European Union.
Tuesday Jun 28, 2022
Tuesday Jun 28, 2022
Host: Cansu Çamlıbel | Konuk: Veysel Ok
Özgür Sohbetler'in 27. bölümünde gazeteci Cansu Çamlıbel, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü ve basın ve ifade özgürlüğü alanında uzmanlaşan avukat Veysel Ok ile hükümet tarafından hazırlanan ve “dezenformasyon ve yalan haber yaymanın” suç sayılacağı yasa tasarısının geçmesi halinde basın özgürlüğüne etkilerini konuştu.
“İktidar yıllardır gazeteciliği bitirmeye yönelik bir çok yasal adım attı ama istediği sonucu bir türlü elde edemedi. Basın Kanunu’nda defalarca değiştirildi, ana akım medyaya el konuldu, sermaye yapısı değiştirildi, Sosyal Medya Kanunu değiştirildi ama bir türlü bilginin tekelleşmesini iktidar sağlayamadı,” diyen Ok, sunulan yeni yasa tasarısını bilginin tekelleşmesi konusunda iktidara sonsuz güç verecek ve sivil gazeteciliği bitirecek, amiyane tabirle “gazeteciliğin tabutuna çivi çakan” bir yasa tasarısı olarak değerlendirdi.
Sohbette değinilen konu başlıklarından bazıları şöyle:
- Dezenformasyon yasasının hukuki açıdan değerlendirmesi
- İktidarın bilgiyi tekelleştirme çabası ve sonuçları
- “Halkı yanıltıcı bilgi yaymak” suçu tanımı ve belirlenmesindeki belirsizlik
- Rus ve Çin’deki benzer otoriter kanunlarla karşılaştırılması
- Hükümet politikalarını eleştirenleri bekleyen yargı tacizi ve cezalar
Bu kayıt, Avrupa Birliğinin maddi desteği ile hazırlanmıştır. İçerik tamamıyla Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) sorumluluğu altındadır ve Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.
Friday Jun 03, 2022
Friday Jun 03, 2022
In the first six months of this year, 11 journalists have been killed in Mexico, overtaking last year’s total in an already dangerous country for the press. The vast majority of attacks on the journalists in the country go unsolved, with investigation efforts hampered by a dismissive government and insufficient resources. The weak response of the government ensures that the killings can continue with impunity. These conditions stifle press freedom and silence journalistic voices doing valuable work.
IPI contributor Alex Klint speaks to Marcela Turati, co-founder of Periodistas de a Pie, and Témoris Grecko, an independent journalist, author, and documentary filmmaker, to discuss the rise in violence and possible futures for independent journalism in Mexico.
Thursday May 12, 2022
MFRR in Focus: Engrained challenges for press freedom in Bulgaria
Thursday May 12, 2022
Thursday May 12, 2022
New episode of ‘MFRR in Focus’ podcast series examines challenges facing independent journalism in one of the EU’s most corrupt countries